1. Adet düzensizlikleri
—Geç (oligomenore)veya erken (polimenore) adet olma
—Az (hipomenore) veya çok (hipermenore) adet olma
—Uzun süren (menoraji) veya düzensiz (menometroraji) adet olma
—Ara kanamalar
—Az (hipomenore) veya çok (hipermenore) adet olma
—Uzun süren (menoraji) veya düzensiz (menometroraji) adet olma
—Ara kanamalar
-Hayatı boyunca ilk adetten son adete kadar saat gibi düzenli adet görmüş bir kadın yoktur, böyle bir kadın yaşamamıştır dünyada. Adet görmek için gerekli östrojen hormonunun oluşum işlemi aslında beyinden başlayan bir mekanizma ile olur. Önce beyinden bazı hormonlar salgılanır (GnRh,FSH,LH gibi), bunlar yumurtalıkları uyarır ve östrojen üretilir. Yumurtlama olursa progesteron hormonu üretilir. Progesteron östrojeninin etkilerini dengeler düzgün, normal bir adet görülmesine neden olur.
– Bu mekanizma herhangi bir aşamada (beyin ,yumurtalık,rahim) bozulursa düzensiz,erken veya geç, uzun veya kısa, az veya çok kanamalı adetler oluşur. En çok bozulan mekanizma ise beyindir. Stres, iş,eş değişimleri,üzüntüler vs gibi sebepler nedeniyle düzenli hormon salgılanımı bozulur ve adet düzensizliklerinin en sık rastlanan nedenidir.
-Adet düzensizliğinin neden kaynaklandığına karar verecek kişi jinekologdur. Basit hormonal bozukluk dışındaki diğer nedenlerin ekarte ettikten sonra tedaviye başlanır. Genellikle birkaç ay süren eksilen hormonları yerine koyma tedavisi (Doğum kontrol hapları vs) yeterlidir. Uzun bir süre şikayetler geçer,ama psikolojik değişiklikler ile tekrar düzensizlik olabilir.
-Tekrarlayan düzensizliklerde hormon testleri yaptırmak gerekebilir. Böylelikle erken menapoz, ciddi hormonal bozukluklar, prolaktinoma vs. gibi diğer ciddi hormonal hastalıklar ekarte edilmelidir. Bunların tedavileri farklıdır.
2. Tüylenme
-Tüylenme fazlalığı özellikle Akdeniz ve Doğu Anadolu kökenli bayanlarda daha sıktır. Genellikle ailevidir ve hormonal bozukluk söz konusu değildir. Bazı ilaçlardan kısmi fayda görebilirler ve epilasyondan başka seçenekleri pek yoktur.
-Aşırı tüylenme(sivilcelenme de benzerdir) ise erkeklik hormon miktarının vücutta artışı ile ortaya çıkar. Buna da en çok yumurtalıkların düzensiz çalışması, yumurtlayamaması (anovulasyon) sebeptir. Yine de diğer ameliyatı veya ciddi ilaç tedavisi gerektiren hastalıklar, bazı yumurtalık kistleri, böbrek üstü bezleri tümörleri ekarte edilmelidir.
-Vücutta erkeklik hormonu(testesteron) kısa bir süre yüksek kalsa da daha oluşmamış tüyleri etkiler ve hormon düzelse de o kıl kalın ve sert çıkar. Bir kıl oluşumu yaklaşık 9 ay sürdüğü için kullanılacak testesteron azaltıcı ilaçların faydalı etkisini görebilmek için mutlaka 9 ay beklemek ,ilacı en az 9 ay kullanmak gereklidir. Epilasyona başlamak için de bu süre beklenebilir. Aksi halde aynı bölgeye tekrar müdahale gerekebilir.
-Testesteronu azaltan basit doğum kontrol hapı gibi olan ilaçların (Diane 35,yasmin) dışında yan etkileri daha farklı ilaçlar, (pahalı olsalar da) iğne formları da bulunmaktadır. En doğru tedavi şekli konusunda doktor görüşü zorunludur.
3. Adet olamama (amenore)
-Hiç adet olamama (primer) veya olup sonradan olamama (sekonder) olarak ayrılabilir. Nedenleri ve tedavileri çok farklıdır. Uzmanlık alanına giren bir çok ayrıntı içeren bir konudur.
-Sebeplerden sadece bir tanesini özellikle çok gözlendiği için yazıda belirtmek istiyorum. Süt salgısını arttıran prolaktin hormonunun fazla salgılanması nedeniyle amenore olabilir . Buna da beyindeki büyüklüğü toplu iğne başından fındık büyüklüğüne kadar değişebilen iyi huylu bir tümör sebep olabilir (Prolaktinoma). Tanısı için hipofiz MR tetkiki gereklidir. Tedavisi büyük oranda bu hormonu bloke eden ilaçlardır. İlaçların çok fazla mide şikayetleri yapma yan etkileri vardır (Parlodel, doperjin vs). Ancak yeni çıkan jenerasyon ilaçlar ile hem kullanım haftada 1 veya 2 ye inmiş, hem de yan etkiler çok azalmıştır (Dostinex) Cerrahi tedavi ancak görme bozukluğu yapan çok büyük kitlelerle sınırlıdır.
4. Polikistik over sendromu (PCOS-Polycystic ovarian Syndrome)
-Adından da anlaşılacağı gibi bir hastalık değil sendromdur, yani şikayetler bütünüdür. Sebebi belli değildir. Yumurtalıkların etrafı kalındır ve ufak birçok kist içerir.
-Çok sıktır. Sürekli gecikmeli adet görenlerde en çok rastlanan nedendir.
-Aslında bir yelpaze olarak görülmelidir. En basit formu düzenli adet gören ama arada sırada yumurtlaması olmayan normal kişilerdir. En ağır formu ise aşırı şişman, erkek gibi yüzünde ve bacaklarında kılları olan, hamile kalamayan, adet olamayan hastalardır.
-Genel hormon testleri (FSH,LH, E2, Prolaktin, free Testesteron, TSH) yapılmalıdır. Şeker hastalığı araştırılmalıdır (Şeker yükleme testleri, açlık ve tokluk insülin değerleri).
-Sadece kilo vermek bile birçok şikayeti azaltır, adetleri düzene koyar.
-Tedavi de şikayetlere yöneliktir.
-En sık uygulanan tedavi doğum kontrol hapları şeklindeki adet düzenleyicilerdir. Böylelikle hem adetler düzene girer, şikayetler azalır ,hem de adet olamamaya bağlı vücutta artan erkeklik hormonu azalır(LH surge’ ünü azaltarak) ve tüylenme, sivilcelenme geriler. Tek dezavantajları klasik hap yanetkileri, en başta da kilo aldırma ihtimalleridir.
-Sadece adetin 2. yarısında (yumurtlama olamadığı için salgılanamayan) progesteron hapları verilerekadetler düzenlenebilir. Adetin 15.-25. günleri arasında kullanılabilirler. Dezavantajları ağızdan alındıklarından yorgunluk hissi ve mide şikayeti yapmalarıdır.
-Yumurtlama olmuyorsa yumurtlatıcı ilaçlar, tüylenme varsa testesteron azaltıcı ilaçlar, şeker hastalığı başlangıcı varsa özel ilaçlar vs. tedavi seçenekleri arasındadır.
-Metformin (Glukofaj) denen ilaç son yıllarda ön plana çıkmıştır. Açlık insülin değerleri ne olursa olsun kullanımının ,hem kilo vermeye hem de diğer şikayetlerin geçmesine faydalı olduğu, klomifen sitrat ile birlikte veya tek başına yumurtlamayı arttırıcı özelliğinin olduğu bilgileri bulunmaktadır. Etkisinin çok fazla olmadığını belirten başka çalışmaların da olduğunu belirtmek isterim.