Kordon Kanı Her Derde Deva mı?

Kordon kanı bankacılığı: biyolojik sigorta (mı)?

Hilmi Apak – Türk Pediatri Arşivi 2004; 39: 146- 51

Kordon kanı (KK), hematopoetik kök hücreler açısından zengindir ve malin ya da kemik iliği yetmezliği ile giden hastalıklarda, genetik geçişli metabolik ve immünolojik hastalıklarda hematopoetik kök hücre fonksiyonlarının yeniden sağlanmasını yardım edebilir. Kordon kanı vericiye hiçbir risk oluşturmadan toplanıp saklanabilir. Son yıllarda aileler doğum öncesinde duygusal reklamlardan etkilenmekte ve yardım istemektedirler.

Yenidoğanın kendi kordon kanının kendisine verilmesi olasılığı konusunda kesin rakamlar olmadığından ailelere “biyolojik bir sigorta” olarak KK’nın önerilmesi doğru değildir. Eğer ailede kök hücre nakli gerektiren bir hastalık varsa KK saklanması düşünülebilir. Araştırmaların sürdüğü ve ailelerin kolayca istismar edilebileceği bu konuda toplumun güvenliği ve iyiliği için bir protokol oluşturmak gerekmektedir.

Son yıllarda yenidoğan kordon kanının saklanarak ileride

çıkabilecek hastalıklarda otolog kemik iliği nakli amacıyla

kullanılması konusu ülkemiz ve dünya gündeminde çok

fazla tartışılmaktadır. Ülkemizde, hepsi kâr amaçlı kurulmuş

olan, bazıları tıp fakültelerince desteklenen birkaç özel

kuruluş bu toplama ve saklama işlemini gerçekleştirmektedir.

Ancak halen Türkiye’de, Sağlık Bakanlığı bu konuda

çalışmalar yaptığını bildirmişse de, belirli bir kordon kanı

bankacılığı protokolü yoktur.

Özel şirketler kordon kanının saklanması için büyük bir

olasılıkla başka ülkelerin protokollerinden yararlanmaktadırlar.

Olayın maddi boyutu ise, başlangıçta ortalama

1990-2000, daha sonra da yıllık 100-150 Amerikan dolarıdır.

Konuyu medyadan öğrenen ve doğacak bebekleri için

“sorumluluklarını” yerine getirme ve ileride olabilecek

hastalıklarda onlara tedavi olanağı sunabilme çabası içinde

olan ebeveynler açısından olay kolayca sömürüye açık hale

gelebilmektedir. Kordon kanı bankacılığı yaptıklarını

söyleyen kuruluşlar reklam kampanyaları ise ebeveynlere

duygusal sömürü yapmaktadırlar. Sağlık Bakanlığı’nın

konuyu ele alması, öncelikle kordon kanı kullanımı

endikasyonları, alınma ve saklanma koşulları ve saklanmanın

süresi açısından halkı bilgilendirmesi gerekmektedir. İlaveten

bu konudaki yasal düzenlemenin de hemen yapılması şarttır.

Yasal düzenleme bu konuda çalışan şirketlerin sıkı kontrolünü

de içermelidir. Bugüne kadar toplanmış ve saklanmakta

olan kordon kanları da sıkı bir denetimden geçmelidir.

Olayın bir başka boyutu da hiçbir sosyal güvenlik kurumunun

kordon kanı saklanması için gerekli olan ücreti ödemeyeceği,

daha doğrusu ‘ödeyemeyeceği’ gerçeğinin bilinmesidir. Kişi

bu ücreti kendisinin karşılayacağını bilmelidir.

Kemik iliği nakli

Birçok genetik, hematolojik ve onkolojik hastalıkta kemik

iliği nakli yaşam kurtarıcı olmaktadır. Akrabalardan ya da

yabancılardan alınan kemik iliği ile allojenik, ya da hastanın

kendisinden alınan ilik ile otolog kemik iliği nakli

yapılmaktadır. En iyi verici HLA doku grubu uygun bir

kardeştir. Ancak HLA uygun kardeş bulma olasılığı ancak

% 25 oranındadır (1). Bu nedenle kemik iliği nakli

endikasyonu konulduğunda akraba dışı erişkin vericilerden

kemik iliği nakli gerçekleştirilmektedir. Ülkemizde bu

konuda bir veri bankası sistemi henüz yoktur. Amerika

Birleşik Devletlerinde 1997 yılında yapılan bir araştırmada,

doku grubu uygun vericisi olmayan hastaların % 76’sının

kemik iliği veri bankaları aracılığı ile en geç 16 ay içinde

HLA-A, HLA-B ve HLA-DR uygun verici bulabildikleri

gösterilmiştir (2). Bu hastaların da ilk iki ayda % 5’inden

azı ancak verici bulabilmişlerdir. Uygun verici bulunamayan

diğer hastalarda başka kaynaklar arayışına gidilmektedir.

Kemik iliği nakli 70’li yıllarda başlatılmışken, periferik kök

hücrelerin hematopoetik kök hücre kaynağı olabileceği

ancak 90’lı yıllarda gündeme gelmiştir. Bu teknikte vericinin

kök hücreleri çeşitli sitokinler yardımı ile kemik iliğinden

perifere geçmekte ve santrifüj tekniği ile toplanmaktadır.

Kordon kanı

Yapılan çalışmalar yenidoğan kordon kanında çok miktarda

hematopoetik kök hücre olduğunu göstermiştir (3 , 4 ). İlk

olarak 1988 yılında Fanconi aplastik anemili bir hastaya

kardeşinin göbek kordon kanı ile kemik iliği nakli başarılı

olarak gerçekleştirilmiştir (5). İlk aile dışı kordon kanı nakli

ise 1993 yılında gerçekleştirilmiş ve daha sonra çeşitli çocuk

genetik ve hematolojik hastalıklarda 3500’ün üzerinde

allojenik kordon kanı nakli yapılmıştır (3, 6- 8 ). Bu nakillerin

hiç biri otolog değildir. HLA uygun kardeşten alınan kordon

kanı nakillerinden sonra 1 yıllık yaşam süresi % 73 iken,

akraba dışı nakillerde %29’a kadar düştüğü bildirilmiştir

(7). Kordon kanı nakli genellikle çocuk hastalar için

kullanılmışsa da erişkin hastalarda da kullanılmaktadır (9,10).

Ağırlığı 40 kg’ın üzerindeki alıcılarda sonuçlar, daha

küçük alıcılardaki kadar iyi değildir. Kordon kanı nakilleri

ile kemik iliği nakillerini karşılaştıran kontrollü çalışmalar

olmamakla birlikte kemik iliği nakilleri ile karşılaştırıldığında

iyi sonuçlar verdiği gösterilmiştir (9,10- 14 ). Kordon

kanındaki kök hücre sayısını arttırmaya yönelik çalışmalar

da vardır (15-17) Ayrıca bir nakilde birkaç kordon kanı

kullanımını destekleyen çalışmalar da mevcuttur (18 ,19).

Kordon kanı nakli kemik iliğinin kötücül hastalıklarında,

immun sistem hastalıklarında, talasemi ve orak hücreli

anemi gibi genetik hastalıklarda ya da Hurler sendromunda

kullanılmıştır ( 10,20,21).

Ülkemizde kordon kanı ile nakil

Türkiye’de ilk “kordon kanı transplantasyonu” 1995 yılında

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde bir talasemi hastasına

uygulanmıştır. Bu olguda daha sonra gelişen “graft” yetmezliği

nedeniyle aynı kardeşten bu kez kemik iliği nakli yapılmıştır

ve kişi halen sağlıklı olarak yaşamaktadır. Bundan sonra yine

Ankara Üniversitesi’nde ‘pediatrik kemik iliği transplantasyon

ünitesi’nin açılmasıyla Nisan 1999 ve Kasım 1999 tarihlerinde

yine iki talasemi hastasına kordon kanı nakli başarıyla

uygulanmıştır. Son olarak 2002 yılında yine bir talasemi

hastasına hem kordon kanı hem kemik iliği birlikte nakledilerek

hastanın iyileşmesi sağlanmıştır.

Talasemide kordon kanı kardeşten alınmaktadır. Ancak bu

kardeş bir yaş civarına geldiğinde de kök hücre toplanabilip

nakil yapılabildiğinden kordon kanı tek çareymiş gibi

gösterilmemelidir.

‘Ankara Üniversitesi kordon bankası’nda saklanan kordon

kanlarından, Hacettepe ve Ankara Üniversitelerindeki iki

lösemik çocuk hastaya da nakil yapılmıştır. Ancak bu olgularda

tedavi, altta yatan hastalıklarından kaynaklanan nedenlerden

dolayı yeterli olamamıştır.

Kordon kanı nakli kemik iliği naklinin gerekli olduğu bütün

durumlarda kullanılabilecek bir kök hücre kaynağıdır. Ancak

şirket reklamlarında ’bu sayede gelecekte ihtiyaç duyulması

durumunda potansiyel bir tedavi malzemesine sahip olacağınız

ve böyle bir fırsat ile ancak bebeğinizin doğumunda

karşılaşabileceğiniz ve her zaman yakalanamayacak bir şans

olduğunu bilmeniz gerektiği” ifadeleriyle ‘her derde deva’

olarak Tablo I’deki endikasyonlarda kullanılmaktaymış gibi

gösterilmektedir. Bu hastalıkların hepsi gerektiğinde kemik

iliği naklinin uygulanabildiği hastalıklardır. Bu ilanlarda

‘kordon kanı saklanırsa bebeğin ya da ailenin diğer fertlerinin

biyolojik sigortasının yapılmış olacağı’ vurgulanmaktadır.

Bu gibi reklamlar aileleri olumsuz etkilemektedir. Kordon

kanı aldırmış olan aileler “bu şirketler ortadan kaybolursa”

ya da “kordon kanı herhangi bir şekilde bozulursa” diye

endişelenmekte, kordon kanını saklamayan ailelerde ise

“çocuklarıma karşı görevimi yapmadım’ duygusu

oluşmaktadır.

Dünyada kordon kanı bankacılığı

Pek çok ülkede kordon kanı bankacılığı kâr gütmeyen ulusal

bankalarda, ya da kâr amaçlı şirketler aracılığı ile başlamış

ve olay ailelere çocuklarına ‘gerektiğinde biyolojik bir

yedek parça’ olarak gösterilmeye çalışılmıştır (22).

Dünyadaki tüm kordon kanı bankalarında saklanan kordon

kanı sayısı yaklaşık 150000’e ulaşmıştır. Kâr amacı olmayan

kordon kanı bankaları tüm alıcı adaylarına açık ve masrafları

çeşitli sosyal güvenlik kuruluşları tarafından karşılanırken,

kâr amacı ile kurulmuş özel bankalarda kordon kanının

masrafları aileler tarafından ödenmektedir. Halka açık

kuruluşlarda kordon kanı saklanması ailede bu gereksinimi

yaratan bir hastalığın tıbbi olarak belirlenmesi gibi belli

kurallara bağlı iken özel şirketlerde herhangi bir kural yoktur.

Her isteyen maddi karşılığını verdikten sonra kordon kanını

toplatıp bankada saklatabilmektedir. Kesin tahmin yapmak

zordur; ancak kordon kanının alındığı kişiye kullanılma

olasılığının 1:1000 ile 1:200000 arasında olduğu tahmin

edilmektedir (22). Kordon kanı kamuya ait bankada

toplanıyorsa 10 yıl sonra hala bankada kalma olasılığı %85

olarak bildirilmiştir (1,23).

Kemik İliği yetersizliği veya

hemoglobin hastalıkları

Aplastik anemi

Fanconi anemisi

Amegakaryositik trombositopeni

Doğuştan sitopeniler

Fanconi aplastik anemisi

Kostmann sendromu

Miyelofibrozis

Orak hücre anemisi

Beta talasemi major

Otoimmün hastalıklar

Nörolojik hastalıklar

Multipl skleroz

Miyasteniya gravis

Nöropati

Amiyotrofik lateral skleroz

Guillain-Barré Sendromu

Parkinson

Felçler

Omurilik yaralanmaları

Romatolojik

Sistemik skleroz

Sistemik lupus eritematozus

Romatoid artrit

Psöriyatik artrit

Juvenil idiyopatik artrit

Ankilozan spondilit

Sjogren sendromu

Vaskulit

Dermatomiyozit

Karışık bağ dokusu hastalığı

Kriyoglobulinemi

Behçet hastalığı

Wegener hastalığı

Polikondrit

Hematolojik hastalıklar

İmmün trombositopeni

Otoimmun hemolitik anemi

Saf eritrositer aplazi

Evan’s sendromu

Trombotik trombositopenik

purpura

İltihabi bağırsak hastalıkları

Kanserler

Lösemi (akut ve kronik)

Lenfoma

Nöroblastoma

Retinoblastoma

Multiple miyeloma

Non Hodgkin lenfoma

Hodgkin hastalığı

Over kanserleri

Küçük hücreli akciğer kanseri

Testis kanseri

Metastatik melanoma

Metabolik hastalıklar

Gaucher hastalığı

Hunter sendromu

Batten hastalığı

Gaucher hastalığı

Hurler sendromu

Krabbe hastalığı

Langerhans hücreli histiyositoz

Lesh-Nyhan sendromu

Lökosit adezyon eksikliği

Osteopetrozis

Tay-Sachs hastalığı

Bağışıklık sistemi hastalığı

Wiskott-Aldrich sendromu

Şiddetli kombine immün yetmezlik

Timik displazi

Wiskott –Aldrich sendromu

X-e bağlı lenfoproliferatif hastalık

Araştırma safhasındaki kullanımlar

AIDS

Alzheimer

Kalp hastalıkları

Karaciğer hastalıkları

Tablo I: Ülkemizde yapılan reklamlarda kök hücrelerin kullanılabileceği iddia edilen hastalıklar *www.babylife.com.tr/, http://www.kordonkanibankasi.com/, www.asg.com.tr vb.

Otolog kordon kanı nakli

Literatürde otolog kordon kanı sadece iki olguda kullanılmıştır.

Bu iki otolog kordon kanı naklinden sadece birisi

başarılı olabilmiştir (24). Kordon kanının aile için saklanma

endikasyonu sadece aileden birinin kök hücre nakli ile tedavi

edilebilecek bir hastalığının olmasıdır. Bunun dışında ailelerin

kordon kanını saklamak için kendilerinin yatırım yapması

gereksizdir. Ayrıca Tablo I’de sözü edilen hastalıkların pek

çoğunun tedavisinde kemik iliği nakli ilk seçenek değildir.

İlaveten pek çok genetik hastalıkta hastanın kendi kemik

iliğini kendisine vermek anlamsızdır. Bilakis aile dışı sağlıklı

kişilerden nakil yapılması gerekir. Genetik hastalığı olan

bir kişinin doğacak kardeşinin kordon kanında da aynı

hastalığın olması olasılığı yüksektir. Ayrıca akut lösemilerin

bir kısmında hastaların kordon kanlarında da lösemide

karşılaşılan translokasyonlara rastlanmıştır (25 ).

Bütün bu bilgiler ışığında kordon kanı saklanması sanki bir

kandırmaca imiş gibi düşünmek de yanlış olur. Kordon kanı

ile nakil başka alıcılar için hayat kurtarıcı olabilir.

Bu nedenle eğer ailelere kordon kanı saklanmasını

öneriyorsanız, bu konudaki her türlü olumlu ve olumsuz

durumları da anlatmanız gerekir (Tablo II).

Tablo II: Kordon kanı saklamanın olumlu yönleri (1-4,21-23)

Kordon kanı uygun koşullarda ortalama 15 yıl saklandıktan

sonra hücre canlılığı %64–92 oranında (ortalama %80)

bulunmuştur (26 ). Ayrıca 30–40 kg’ın üzerindeki hastalarda

kordon kanı kullanarak kök hücre nakli uygun

bulunmamaktadır. Bu nedenle yaşam sigortası olarak reklamı

yapılan bu kanların tüm yaşam için değil, yaşamın ilk 15

yılı için uygun olduğu görülmektedir.
Yasal boyut

Kordon kanı genetik ve biyolojik özellikleri nedeniyle

bebeğe ait bir dokudur. Anne bebek adına karar verebilirse

de fetus ile ilgili araştırmalarda olduğu gibi kordon kanı

toplanmasında hekimin gereksinim belirtmesi ya da kurul

kararı gerekebilir. Alındığı kişiye bir zarar vermediği

düşünülürse kordon kanı bağışı böbrek ya da başka organ

nakillerinden ayrılır. Kemik iliği nakliyle karşılaştırıldığında

ise herhangi bir anestezi ya da müdahale olmadığından kan

bağışı gibi düşünülebilir ( 27, 28). Hazırlanacak kanunlarda

bu durum göz önünde tutulmalıdır. Ancak doğum sırasında

kordon bağlanırken bebeğin tutulduğu yükseklik kordon

kanındaki kök hücre sayısını etkilediğinden alıcıya daha

faydalı olabilme endişesi ile doğan bebeğe zarar verme

olasılığı teorik de olsa vardır (27-29 ).

Kemik iliği nakillerinde verici genellikle hastanın yakın

akrabası olduğundan maddi beklentiler söz konusu değilse

de özel kordon kanı bankacılığında maddi tartışmaların ve

istismarların gündeme gelmesi de mümkündür.

Kordon kanı bankacılığı tartışmaları gündeme gelinceye

kadar aslında bir çöp gibi değerlendirilen kordon kanı

kullanımında kimin söz sahibi olması gerekliliği de

tartışmalıdır. Halka açık bankalarda olduğu gibi kullanırken

söz hakkı doktorlarda mı olacaktır; yoksa özel bankalarda

olduğu gibi ailelerin mi olacaktır?

Bugün kan ve ürünlerinin atıklarında olduğu gibi plasentaların

da çöpe atılmasından hastane yönetimi sorumludur. Ancak

plasentanın ve kordonun önemli olduğu bu durumda annenin

izninin alınması gerekli gibi görünmektedir.

Bütün bu sorunlardan başka alınan kordon kanı kişiye ait

yani özel bir dokudur. Kordon kanı araştırma için ya da her

hangi bir tıbbi uygulama için kullanılacaksa HIV gibi

enfeksiyonlar yanında talasemi gibi bazı etnik genetik

hastalıklar açısından da incelenmelidir. Bu durumda vericinin

gizli olması gereken kimlik bilgileri alıcıya açılabilecektir

Olumlu yönler

Kordon kanı kolay bulunur. Her doğum bir kaynaktır

Uygun şekilde uygulanırsa kordon kanı toplamak bebeğe ve anneye

zarar vermez.

En iyi şartlarda ve altyapısı sağlanmış ülkelerde kemik iliği veri

bankasından uygun verici bulmak birkaç ayı bulabilir. Oysa kordon

kanı bulmak birkaç günde mümkün olabilir.

‘Graft versus host’ hastalığı olasılığı kemik iliği naklinde olduğundan

çok daha seyrektir.

Sitomegalovirus enfeksiyonu yenidoğanlarda genel populasyona göre

daha seyrek olduğundan erişkin verici ile yapılan kemik iliği nakillerine

göre sitomegalovirus enfeksiyonu olasılığı daha azdır.

Kordon kanı nakillerinde doku grubu uyumu kemik iliği nakillerine

göre daha az önem taşır.

Olumsuz yönler

Kemik iliği vericilerinin tıbbi geçmişleri vardır. Kemik iliğini ilgilendiren

her hangi bir hastalıkları olup olmadığı bellidir. Ancak yenidoğanın

gelecekte ne tür hastalıklarının ortaya çıkacağı bilinmez. İyi bir aile

öyküsü ile bu riskler azaltılabilir.

Erişkin vericilerden tekrar aynı hastaya gerekirse kemik iliği alınabilir.

Ancak yenidoğanda böyle bir olasılık yoktur.

(27,28,29 ). Aynen DNA veri bankalarında olduğu gibi

kordon kanı ile ilgili yasalar hazırlanırken bu gizlilik ilkesi

de göz önüne alınmalıdır.

Diğer bir sorun da kordon kanını toplayan hekim kordon

kanı toplayan şirketin bir elemanı mıdır, yoksa değil midir

tartışması olacaktır. İşlem sırasında oluşabilecek hatalardan

kim sorumlu tutulacaktır? Kordon kanı işlem nedeniyle

zarar görürse ya da kullanılamaz olursa kim suçlanacaktır?

Kordon kanı toplandıktan sonra gerekli bakımın veya uzun

vadede ‘yaşayabilirlik’ kontrolleri üzerinde ailelerin ne kadar

bilgi hakkı olacaktır? Aynı şekilde imha edileceği zaman

kimlerin buna karar vereceği de tartışılmalıdır (30).

Kamu kuruluşlarında özel şirketlerin maddi gücü ve

dinamikliği olabilecek midir?

Kordon kanı bankacılığı ile ilgili kararlar verilirken bütün

bu sorular ayrıntılı düşünülmeli ve tartışılmalıdır. İtalya’da

özel şirketlerin kordon kanı toplamaları 2002 yılından beri

yasaktır. Ülkemizde bazı üniversite hastaneleri özel firmalar

ile ilişki içindedir. Toplanan kanlar yurtdışında özel şirketlere

ait olan özel bankalara gönderilmektedir. Avrupa

topluluğunda özel bankalarda saklanan kişiye ait kordon

kanlarının kamuya devredilmesi ya da başkaları için kullanımı

yasaklanmıştır.

Kordon kanından elde edilebilecek genetik veriler de

önemlidir.

Bu nedenle bu tür girişimlerde Sağlık Bakanlığı’nın bilgi

ve onayı gereklidir. Organ Nakli Yasası, transplantasyon

amacıyla kullanılabilecek dokuların yurtdışına gönderilmesini

ve ticaretini yasaklamaktadır.

Türk Pediatrik Hematoloji Derneğinin ‘Pediatrik Kemik

İliği Transplantasyon Alt Komitesi’, 22 Haziran 2004

tarihinde hazırladığı raporu kamuoyuna sunarak yazılı ve

sözlü medya organlarında yer alan bilinçli ya da bilinçsiz

olarak çarpıtılmış otolog kordon kanının haberlerinin

engellenmesini istemiştir ve kazanç amaçlı kurulmuş olan

özel otolog kordon kanı bankacılığının toplumsal bir tehlikeye

aday olduğunu vurgulamıştır. Türk Hematoloji Derneği de

aynı görüşleri ve endişeleri paylaşmaktadır.

Sonuç

Zaten bir atık, yani çöp olan plasenta ya da ürünü, aileye,

saklamak adı altında yeniden satıldığı için, ya da toplumda

insan dokularının kullanımı ve saklanması açısından sınıf

ayrımcılığı yaratıldığı için bu konuda ivedilikle gerekli

kanuni düzenlemeler yapılmalıdır. Yerinde kullanıldığında

biyolojik bir sigorta olabilecek kordon kanını kar amacı

gütmeyen, ama uluslararası kalite standartlarına sahip

şartlarda saklayabilecek ulusal kordon kanı bankalarının

düzenlenmesine hızla gidilmelidir. Ailelerin ayrı bir yatırım

ile bu bankacılığı özel şirketler yardımı ile yapmalarını

istemek onları istismar edilebilir bir duruma getirmektedir.

Diğer taraftan gerekli düzenlemeler ile çok değerli olabilecek

kordon kanlarının çöp olarak atılması da önlenmiş olacaktır.

Ancak kordon kanının kök hücrelerin tek kaynağı olmadığı

tüm yaşam boyunca kemik iliği ve çevre kanının bu amaçla

kullanılabileceği unutulmamalıdır.

Kaynaklar

1. American Academy of Pediatrics. Workgroup On Cord Blood

Banking. Cord blood banking for potential future transplantation:

Subject review. Pediatrics 1999, 104: 116- 8.

2. Cairo MS, Wagner JE. Placental and/or umblical cord blood:

an alternative source of hematopoietic stem cells for transplantation.

Blood 1997;90:4665- 78.

3. Kurtzberg J, Laughlin M, Graham ML, et al. Placental blood

as a source of hematopoietic stem cells for transplantation

into unrelated recipients. N Eng J Med 1996;335:157- 66.

4. Broxmeyer HE, Douglas GW, Hangoc G, et al. Human umblical

cord blood as a potential source of transplantable hematopoietic

stem/progenitor cells. Proc Nat Acad Sci 1989; 86, 3828- 32.

5. Gluckman E, Broxmeyer HA, Auerbach AD, et al. Hematopoietic

reconstitution in a patient with Fanconi’s anemia by means

of umblical cord-blood from an HLA-identical sibling. N

Eng J Med 1989; 321: 1174- 8.

6. Wagner JE, Broxmeyer HE, Byrd RL et al. Transplantation

of umblical cord blood after myeloablative therapy: analysis

of engraftment. Blood 1992; 79: 1874- 81.

7. Gluckman E, Rocha V, Boyer-Chammard A et al. Outcome

of cord –blood transplantation from related and unrelated

donors. Eurocord Transplant Group and the European Blood

and Marrow Transplantation Group. N Eng J Med 1997; 337:

373- 81.

8. Barker JN, Wagner JE. Umblical-cord blood transplantation

for the treatment of cancer. Nature Reviews Cancer 2003; 3:

526- 32.

9. Laughlin MJ, Barker J, Bambach B, et al. Hematopoetic

engraftment and survival in adult recipients of umblical cord

blood from unrelated donors. N Eng J Med 2001; 344: 1815-

22.

10. Sanz GF, Saavedra S, Planelles D, et al. Standardized, unrelated

donor cord blood transplantation in adults with hematologic

malignancies. Blood 2001; 98: 2332- 8.

11. Frassoni F, Podesta M, Maccario R et al. Cord blood transplantation

provides better reconstitution of hematopoietic reservoir

compared with bone marrow transplantation. Blood 2003;

102: 1138- 41.

12. Grewal SS, Barker JN, Davies SM et al. Unrelated donor

hematopoetic cell trans plantation: marrow or umblical cord

blood? Blood 2003; 101: 4233- 44.

13. Takahashi S, Iseki T, Ooi J, et al. Single-institute comparative

analysis of unrelated bone marrow transplantation and cord

blood transplantation for adult patients with hematologic

malignancies. Blood, 2004; 104: 3813- 20.

14. Rubinstein P, Kurtzberg J, Loberiza FR, et al. Comparison

of unrelated cord blood and unrelated bone marrow transplants

for leukemia in children: a collaborative study of the New

York blood center and the international bone marrow transplant

registry. Blood 2001; 98: 814A.

15. McNiece I, Jones R, Bearman SI et al. Ex vivo expanded

peripheral blood progenitor cells provide rapid neutrophil

recovery after high-dose chemotherapy in patients with breast

cancer. Blood 2000; 96: 3001- 7.

16. Piacibello W, Sanavio F, Garetto L et al. Extensive amplification

and self renewal of human primitive hematopoietic stem cells

from cord blood. Blood 1997; 89: 2644- 53.

17. Pecora AL, Stiff P, Jennis A et al. Prompt and durable engraftment

in two older adult patients with high risk chronic myelogenous

leukemia (CML) using ex vivo expanded and unmanipulated

unrelated umblical cord blood. Bone marrow Transplant

2000; 25: 797- 9.

18. Barker JN, Weisdorf DJ, Wagner JE. Creation of double

chimera after the transplantation of umblical cord blood from

two partially matched unrelated donors. N Eng J Med 2001;

344: 1870- 1.

19. De Lima M, St John LS, Wieder ED et al. Double-chimaerism

after transplantation of two human leucocyte antigen mismatched,

unrelated cord blood units. B J Haemetol 2002; 119: 773- 6.

20. Rocha V, Cornish C, Sievers EL, et al. Comparison of unrelated

bone marrow and umblşical cord blood transplants in children

with acute leukemia. Blood 2001; 97: 2962- 71.

21. Storb RF, Lucarelli G, McSweeney PA, Childs WR. Hematopoietic

cell transplantation for benign hematological disorders and

solid tumors. Haematology; 2003: 372- 97.

22. Timurağaoğlu A. Kordon Kanı Bankası: Ya iflas ederse?

XXXI. Ulusal Hematoloji Kongresi, Antalya IV. Hematoloji

İlk Basamak Kursu Kitabı 2004: 36- 41.

23. Johnson FL, Placental blood transplantation and autologous

banking: caveat emptor. J Pediatr Hematol Oncol 1997; 9:

183- 6.

24. Ferreira E, Pasternak J, Bacal N, et al. Autologous cord blood

transplantation. Bone marrow transplantation 1999; 24: 1041.

25. Gayle KB, Ford AM, Repp R, et al. Backtracking leukemia

to birth: identification of clonotypic gene fusion sequences

in neonatal blood spots. Proc Nat Acad Sci USA 1997; 94:

13950- 4.

26. Kobylka P, Ivanyi P, Breur-Vriesendorp BS. Preservation of

immunological and colony-forming capacities of long term

(15 years) cryopreserved cord blood cells. Transplantation

1998; 65: 1275- 8.

27. Annas GJ. Waste and longing-the legal status of plasentalblood

banking. N Engl J Med; 340: 1521- 4.

28. Sugarman J, Reisner Eg, Kurtzberg J. Ethical aspects of

banking placental blood for transplantation. JAMA 1995;

274: 1783- 5.

29. Pafumi C, Milone G, Maggi I, et al. Early clamping of umblical

cord blood and foetal CD34 enrichment. Acta Med Austriaca.

2001; 28: 141- 4.

30. Lind SE. Ethical considerations related to the colection and

distribution of cord blood stem cells for transplantation to

reconstitute hematopoietic function. Transfusion 1994; 34:

828- 34.