Rahim (ENDOMETRİUM) Kanseri

endometrialcaRahim kanseri veya tıbbi literatürde “uterin kanser veya uterus kanserleri” denildiğinde rahim içini döşeyen endometriumdan (rahim iç zarı) kaynaklanan kanserler anlaşılır. Bu kanserlere “endometrium kanseri” de denir.

Kadınlardaki tüm kanserler arasında dördüncü sırada olup, aynı zamanda en sık görülen kadın üreme sistemi kanseridir. Rahim kanseri genellikle menopoz sonrası yıllarda ortaya çıkmaktadır. Genellikle 50-60 yaşları arasında görülür.
Rahim kanseri endometrium dokusunda geliştikten sonra kadın üreme sisteminin diğer organlarına da yayılma eğilimindedir. İlk önce rahim ağzı (serviks), tüpler ve yumurtalıklara doğru yayılır. Daha ilerlemiş hastalık durumlarında lenfatik damarlar aracılığı ile vücudun diğer bölümlerine atlar. Bir kanserin lenf veya kan yoluyla yayılması olayına “metastas” denir.

 

Günümüzde rahimiçi ( endometrial) kanseri özellikle gelişmiş ülkelerde en sık görülen Kanser türlerindendir.İleri yaşlarda görülmesi ve erken belirti vermesi nedeniyle (kanama, özellikle menopozdaki bir kadında görülen vaginal kanama) bu hastalık %75 başlangıç evrelerinde yakalanır.Bu nedenle tedavi edilen kadınlarda 5 yıllık yaşam şansı tüm evreler için ortalama %70 civarındadır. Ancak olguların % 75-80 i erken evrede yakalanır ve bu olgularda tedavi sonucu 5 yıllık yaşam oranı % 90 lardadır. Kanser tedavisinde hastanın 5 yıl yaşaması hastalıktan büyük ölçüde kurtulduğu anlamına gelir. Kadın kanserleri arasında meme ,kalın bağırsak ve akciğer kanserinden sonra 4. sırada yer alır.Ortalama görüldüğü yaş 60 lar civarındadır.Bu kanser sıklığı toplumdan topluma değişmekle birlikte %2-5’i 40 yaş civarında görülür.Hastalığın görüldüğü kadınların %75-80’i menopoz dönemindedir.

Endometrial kanser, rahim içini döşeyen tabakanın hücrelerinden kaynaklanan kadınlarda en sık görülen kanserlerden biridir. Endometrium kanserleri bazen uterus kanserleri olarak da adlandırılabilir, fakat uterusta kanser gelişebilecek kas veya myometrial hücreler gibi başka hücrelerde vardır. Bunlar çok daha az görülür ve Sarkomlar olarak adlandırılır.

Endometrial kanserler genellikle erken evrede tesbit edilebilir, çünkü hastalarda sıklıkla adet dönemi dışında veya menopoz sonrası vajinal kanama görülür. Eğer endometrial kanser erken tesbit edilirse uterusun cerrahi olarak çıkartılması kanserin tedavisinde yeterli olur.

SEMPTOMLAR (BELİRTİLER)

Endometrium kanserlerinin çoğu adetlerin kesildiği dönemde postmenopozal kadınlarda meydana gelir. Endometrium kanserinde menopoz sonrası görülen herhangi bir kanama, adet gören kadınlarda adet arasında kanama veya adet süresinin uzaması, anormal kanlı akıntı, pelvik ağrı, kilo kaybı gibi bulgu ve belirtiler görülebilir. Bu bulguların çoğu vajinal enfeksiyon, uterus miyomları, polipler gibi kanser olmayan benign durumlarda da görülebilir. Fakat bu durumun ayırımının doktor tarafında yapılması gerekir.

En önemli bulgu ve belirti vajinal kanamadır. Menopozdan sonra Hormon kullanmayan bir kadında rahimden kaynaklanan vajinal kanama olursa mutlaka endometrium(rahim içi) kanseri araştırılmalıdır.Hormon kullanan veya menopozda olmayan kadınlarda düzenli adet veya hormon çekilme kanamaları dışında kanamalar olursa bu kanamaların nedeni de araştırılmalıdır.

Ayrıca; PAP test’te endometrial hücre saptanan hastalar giderek fazla miktarda adet gören ve adetleri arasında kanamalar olan hastalar, menopoz öncesi dönemde uzun süren yumurtlamama ile birlikte kanamalı hastalar, menopoz sonrası rahim iltahabı olan kadınlar da Rahim içi Kanseri açısından araştırılmalıdır.

Görülme sıklığı toplumdan topluma değişmekle birlikte gelişmiş ülkelerde daha sık rastlanmaktadır. %2-5’i 40 yaş civarında görülür. Hastalığın görüldüğü kadınların %75-80’i menopoz dönemindedir.

Kimler Rahim İçi (Endometrium) Kanseri İçin Risk Altındadırlar?

Gelişmiş ülkelerde Rahim içi kanseri en sık görülen jinekolojik kanserdir. Her 100 kadının 2 veya 3’ü yaşamları boyunca rahim içi kanseri olurlar.

Rahim içi kanseri 40 yaşından küçük kadınlarda nadirdir. En sık 60 yaş civarında görülür. Bazı kadınların diğerlerinden daha fazla riski vardır. En önemli risk faktörü rahim zarının anormal ve uzamış öströjen etkisinde kalmasıdır. Eströjen, kadınların yumurtalıklarında üretilen bir hormondur. Erişkin bir kadında her ay yumurtlamadan önceki günlerde ve daha az olarak yumurtlama sonrasında estrojen üretilir, estrojen etkisi ile rahim zarı kalınlaşır. Ancak yine her ay yumurtlama sonrasında yumurtalıklardan progesteron hormonu da üretilirki bu hormon rahim zarını estrojenin olumsuz etkilerine karşı korur. Bu nedenle düzenli yumurtlamanın olduğu erişkin kadınlar endometriyum kanseri için risk altında değildir. Vücudunda anormal estrojen üretilen veya progesteron üretilemeyen kadınlar risk altındadır.
En önemli risk faktörü şişmanlıktır. Endometriyum kanseri tipik olarak normalin üzerinde kilolu kadınlarda oluşur. Hastaların büyük kısmı şişman veya aşırı şişman kadınlardır. Çünkü yağ dokusunda estrojen üretilir. Bu kadınlar yaşam boyu özellikle menopoz sonrası sürekli anormal estrojen düzeylerine sahip insanlardır. Tipik olarak endometriyum kanseri şişman, hipertansif ve şeker hastası olan kadınlarda çok daha sık gelişir. Ama 3 anormallik içinde temel risk faktçrü aşırı kilodur. Bir kadının yumurtalıkları menopozdan sonra eströjen üretmeyi kestiğinde eströjen ilaç olarak alınabilir (hormon tedavisi). Rahmi alınmamış bir kadın eströjeni tek başına alırsa rahim içi (endometrium) kanseri riski artar. Eströjen bir başka hormon olan progesteronla birlikte alındığında kadınlar bu risk artışına karşı korunmuş olurlar. DOğum kontrol hapları endometriyum kanser riskini azaltır. Çünkü bunların içinde hem estrojen hemde progesteron vardır. Hayatının bir döneminde ortalama 5 yıl doğum kontrol hapı kullanmış kadınlarda yaşam boyu endometriyal kanser riski % 50 civarında azalır.
Diğer risk faktörleri arasında polikistik over hastalığı (PCOS), estrojen salgılayan yumurtalık tümörleri, adetlerin erken başlaması, menopozun geç yaşta olması, infertilite, evlenmemiş ve doğum yapmamış olmak, kalın barsak kanseri geçirmek, Lynch 2 sendromu denilen ailesel kanser sendromuna sahip ailelerin üyesi olmak, tamoxifen (meme kanserinde kullanılan bir ilaç) kullanmak sayılabilir.

Rahim İçi (Endometrium) Kanseri Belirtileri

Rahim içi kanserini saptamanın anahtarı belirtiler açısından uyanık olmaktır. Anormal kanama, lekelenme, yeni bir akıntı veya menopozdan sonra kanama veya lekelenme olması rahim içi kanserinin belirtileridir. Bu belirtiler daimi olabileceği gibi geçici de olabilir. Özellikle menopozdan sonra, her anormal kanamanın bir doktor tarafından kontrol edilmesi gerekir.

Rahim İçi (Endometrium) Kanseri Nasıl Anlaşılır, Tanısı Nasıl Konur?

Hiçbir şikayeti olmayan kadınlarda rahim içi kanserini saptamak için tarama testleri yoktur. Fakat rahim içi kanseri olan çoğu kadında erken belirtiler vardır. Rahim içi kanserini saptamak için birçok yöntem kullanılabilir:

· Rahim içi biyopsisi: Rahmin içinden küçük bir miktar dokunun alınıp mikroskopla incelendiği bir tetkik. Bu, anormal hücreleri kontrol etmenin ilk adımı olacaktır.

· Vajinal ultrason: Rahim içi döşemesinin kalınlığını ve rahmin büyüklüğünü kontrol etmek için ses dalgalarının kullanıldığı bir tetkik.

· Histeroskopi: Rahmin içini gözlemek veya cerrahi müdahale yapmak için ince, ışıklı bir teleskopun kullanıldığı cerrahi bir işlem

· Kürtaj: Rahim ağzının genişletilip rahmin içinden dokuyu nazikçe kazıyarak veya şırınga ile çekildiği bir işlem.

Pap smear testi rahim içi kanseri tarama veya tanısında değerli bir yöntem değildir. Rahim içi kanseri yalnızca rahim dokusunun biopsi ile incelenmesi sonucu teşhis edilebilir.
Nedenleri ve Risk Faktörleri

Risk Faktörleri

Overlerden iki ana hormon salgılanır; Estrojen ve Progesteron. Bu iki hormon arasındaki denge mentrüel period sırasında değişir. Siklusun erken döneminden itibaren endometrium kalınlaşır, eğer gebelik oluşmazsa kalınlaşan endometrium dökülür. Eğer bu iki hormon arasındaki denge endometriumun büyümesini stimüle eden estrojen lehine dönerse kadında endometrium kanseri gelişme riski artar.
Estrojen düzeyini artıran faktörler;
Erken yaşta adet kanamalarının başlaması, geç yaşta menopoz. Eğer menstrüasyon erken yaşta başlar ( 12 yaşından önce) veya menopoz geç yaşta olursa endometrim kanseri riski artar. Yaşamboyu görülen adet sayısı arttıkça, endometriumun estrojene maruz kalmas süresi uzar, buda risk demektir.
Hiç gebe kalmamış olmak; Gebelik ve emzirme endometrium kanseri riskini azaltıyor gibi gözüküyor. Bekar, hiç doğum yapmamış kadınlarda örneğin rahibelerde dah sık görüldüğüğ biliniyor. Gebelikte daha fazla estrojen salınıyor ancak daha fazlada progesteron salgılanıyor. Artmış progesteron üretimi artmış estrojenin etkisini kompanze edebilir.
Yumurtlama düzensizliği; Ovulasyon aylık olarak yumurtanın overden atılması demektir. Sağlıklı bir erişkin kadın her ay yumurtlar. Her ay yumurtlama öncesi 14-15 günlük sürede yumurtalıklardan estrojen salgılanır, yumurtlama olursa sonraki 15 günde ise asıl salgılana progesterondur ve progesteron, estrojenin endometriyum üzerindeki olumsuz etkilerini düzeltir, rahim zarını korur. Düzensiz ovulasyon veya ovulasyonun hiç olmaması estrojene maruziyeti artırır çünkü bu durmuda progesteron üretilemez yalnız estrojen üretilir. Ovulasyon düzensizliklerinin nedenleri arasında obesite ve polikistik over sendromunu sayabiliriz. Obesite ve Polikistik over sendromu (PCOS) tedavisi aylık ovulasyon ve menstrüasyonun düzelmesine, dolayısıyla da endometrium kanseri riskinin azalmasına yol açar.
Obesite; Estrojen kaynağı sadece overler değildir. Yağ dokusuda estrojen salgılar. Obesitede vücuttaki estrojen düzeyi artar ve sizi endometrium kanseri için riskli gruba sokar. Obes kadınlarda endometrium kanser riski 3 kat artmıştır ancak zayıf kadınlarda da kanser görülebilir.
Yağlı diet: Bu tip diyet alışkanlığı obesiteye yol açtığından endometrial kanser riskini artırabilir veya yağlı besinler direkt olarak estrojen metabolizmasını etkileyerek endometrial kanser riskini artırabilir.
Diabet : Endometrial kanser diabetli kadınlarda daha sık görülür, çünkü obesite ile diabet sıklıkla birlikte giderler. Ancak diabet olup kilolu olmayanlarda da kanser riski yüksektir.
Estrojen replasman tedavisi; Estrojen endometrium büyümesini uyarır ve menopoz sonrası sadece estrojen tedavisi verilmesi kanser riskini artırır. Progesteron hormonu ile birlikte estrojenin kombine olarak verilmesi endometriumun incelmesine ve dökülmesine ve endometrium kanseri riskinin azalmasına yol açar.
Over Tümörleri; Overin bazı tümörleri estrojen kaynağıdır ve estrojen düzeyini artırır.
İleri yaş ; Endometrium kanserlerinin büyük bir kısmı 55 yaşından sonra görülür.Meme veya over kanseri hikâyesi olması
Tamoksifen kullanılması; Meme kanseri olup tamoksifen tedavisi alan her 500 kadından birinde endometrium kanseri görülür. Tamoksifenin endometrium üzerinde estrojen benzeri etkisi vardır ve endometriumun kalınlaşmasına yol açar. Bu nedenle endometrium kanseri riskini artırdığından tamoksifen kullanan herkesin yıllık periodik pelvik muayenesinin yapılması gerekir.
Herediter Nonpolipozis colorektal cancer (HNPCC) sendromu: Bu kalıtsal hastalığı olanlarda kolon kanseri ve endometrium kanseri görülme riski fazladır.
Menopozda vajinal kanamanın en sık nedenleri:

 

Menopoz sonrası kanama endometrial kanserde %90 oranında görülür.

*Dışarıdan estrojen verilmesi %30

* Aşırı incelmiş rahim içi ve vajen iltihabı %30

* Rahim içi kanseri %15

* Endometrial ve rahim ağzı polipleri %10

* Rahim içi kalınlaşma (hiperplazi) %5

* Diger nedenler %10

 

 

Kanser Öncesi Hastalık (Endometriyal Hiperplaziler)

Rahim içi dokusunun bezlerinin aşırı üreme ve çoğalmasıyla karekterize olan endometrial hiperplaziler kansere dönüşme potansiyeli olan hastalıklardır. Endometriyal hiperplazilerin bugün kabul edilen sınıflamasında bu hastalıkları 2 gruba ayırabiliriz. Atipili hiperplaziler ve atipisiz hiperplaziler. Atipili hiperplaziler kansere dönüşme riski taşıyan lezyonlardır ve hemen daima histerektomi yani rahmin alınması ile tedavi edilirler. Halbuki atipisiz hiperplaziler kanser riski taşıyan hastalık olarak kabul edilmezler ve tedavilerinde progesteron hormonu verilerek hastalık düzeltilir.

Hiperplazilerin oluş nedenleri, risk faktörleri ve belirtileri aynen rahim içi kanserinde olduğu gibidir. Yani anormal estrojen hormonunun varlığı temel nedendir. Yine şişman diabetik, hipertansiyonlu kadınlarda sıkça görülürler. Tanı için yine rahim zarından biopsi ile örnek alınması gerekir.

 

Endometriyum Kanserinde Evreleme

 

FIGO 2009 evrelemesi:

 

Evre I: Tümör rahim gövdesine sınırlıdır.

IA: Tümör derinliği myometriyumun yarısını geçmez.

IB: Myometriyumun yarısına kadar veya yarısını geçen tümör derinliği vardır.

Evre II: Tümör rahim ağzı stromasına yayılmıştır ancak rahim dışına çıkmamıştır.

Evre III: Tümörün lokal veya bölgesel yayılımı vardır.

IIIA: Tümör rahim seroza tabakasına ve/veya tüplere yada yumurtalıklara yayılmıştır.

IIIB: Vajinal ve/veya parametriyal yayılım vardır.

IIIC: Pelvik ve/veya paraaortik lenf düğümlerine yayılım vardır.

IIIC1: Pelvik lenf düğüm yayılımı

IIIC2: Paraaortik lenf düğüm yayılımı var, pelvik lenf düğüm yayılımı var yada yok.

Evre IV: Mesane ve/veya rektum yayılımı ve/veya uzak organ yayılımı.

IVA: Mesane ve/veya rektum yayılımı

IVB: Uzak yayılım; karın içi yayılımı ve/veya inguinal (kasık) lenf düğümü yayılımını da içeren.

 

TEDAVİ

Cerrahi en sık kullanılan tedavi metodudur. Uygulanan cerrahi tedavide rahim yani uterus, overler yani yumurtalıklar ve tüpler çıkartılır ayrıca bölgesel lenf nodları çıkartılmalı ve çevre dokulardan doku örnekleri alınmalıdır. Hastanın ilk cerrahisi en önemli olan tedavisidir ve mutlaka bir jinekolog onkolog tarafından yapılmalıdır. Ancak hastalığın yaygınlığına göre cerrahi tedavi bazen yeterli olmayabilir, ek tedavilere ihtiyaç duyulabilir.

Radioterapi: Eğer cerrahi sonrası eldeki bulgular kanserin tekrarlama riskini gösteriyorsa histerektomi sonrası radyasyon tedavisi verilir.

Hormon tedavisi; Eğer kanser vücudun diğer bölümlerine yayılmış ise yüksek dozlarda Progesteron tümörün büyümesini durdurmak için verilebilir.

Kemoterapi: Kemoterapi kanser hücrelerini öldürmek için kullanılan ilaçlardır. Endometriyum kanserinde kemoterapinin yeri sınırlıdır ancak yapılan çalışmalar gelecek yıllarda daha yaygın olarak kullanılacağını göstermektedir. Genellikle bu ilaçlar kombinasyonlar halinde kullanılır.

Tedavi sonrası hastalar düzenli aralıklarla takip edilir ve bu takipler sırasında fizik muayene, pelvik muayene, AC grafisi ve laboratuvar testleri yapılır. Endometrium kanseri erken tanı konduğunda tamamen tedavi edilebilen bir hastalıktır. Erken evrelerde hastaların 5 yıllık yaşam şansları yaklaşık % 95 dir.

Rahim içi (endometrium) kanseri ameliyatı

Cerrahi, rahim içi kanserinin tüm evrelerinde yani hem erken hemde ileri olgularda uygulanan temel tedavi şeklidir. Çok erken olgularda yalnızca rahmin ve yumurtalıkların alınması yeterli olur. Geri kalan olgularda ilave olarak evreleme cerrahisi denilen işlem uygulanır. Burada lenf düğümlerinden, karın zarından örnekler alınır. Bu operasyonlar karın açılarak yapılabileceği gibi uygun olgularda laparoskopik olarakta yapılabilmektedir. Genellikle şişman olan bu hastalarda açık ameliyatlardan sonra yara iyileşmesi sorunolabilmekte ve yara yeri iltihabı nedeniyle iyileşme süresi uzamaktadır. Laparoskopide ise bu tür problemler yaşanmamakta ve hasta çok daha kısa sürede normal yaşamına dönebilmekte ve hastanede yatış süresi çok daha kısa olabilmektedir.

Rahim İçi (Endometrium) Kanseri Tedavisi Sonrası

Radyasyon almamış olan kadınların tedavinin işe yaradığından emin olmak için 2-3 yıl boyunca 3-4 ayda bir doktorlarını görmeleri gerekir. Ondan sonra doktorlarını yılda iki kez görmelidirler. Radyasyon almış kadınlar doktorlarını daha seyrek görebilirler. Hastalığı birinci evredeki kadınların % 85-90’ı tedaviden sonraki 5 yıl boyunca hiçbir kanser bulgusu göstermezler. Tamamen iyileşme şansı daha ileri hastalıkta düşer (yüksek evrelerde).